Müşterek çocukların velayeti hususu, müşterek çocukların ebeveynlerle kişisel ilişki kurması hususu gün geçtikçe artan boşanma oranlarıyla birlikte sıklıkça gündeme gelmekte ve bu konuda anne ve babalar sıklıkla anlaşmazlıklar yaşamaktadır.
Özellikle çekişmeli boşanma davalarında yargılamanın uzun sürmesi, davaların yoğunluğu, gittikçe artan iş yükü nihai karara geç ulaşılmasına sebep olmaktadır. Bu sebeplerden ötürü gerek çocuğun yüksek yararı gerek ebeveynlerin yararı için yargılamanın yürütüldüğü mahkemelerce ara kararlar verilmektedir.
Verilen bu ara kararlarda geçici velayetin olduğu tarafa diğer tarafın çocukla kişisel ilişki kurulmasına aracılık etmesi için yükümlülük yüklemektedir. Yargılamanın yürütüldüğü mahkemece verilen ara kararların icrası için o yer adliyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine başvuruda bulunulmakta ve bu ara kararların icrası yerine getirilmektedir.
Çalışmamızda, müşterek çocukların ebeveynleri ile kişisel ilişki konusu ve bu konuda Adli Destek Ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinin rolüne değinilecektir.
Gelişen, değişen dünyayla birlikte insan ilişkilerinin, sosyolojinin, kurulan bağların ve evliliklerinde farklılaştığı günümüz de gerek Türkiye’de gerek diğer ülkelerde evli çiftlerin boşanması gün geçtikçe artarak devam etmektedir.
Bunun altında birçok sebep yatmaktadır. TÜİK verilerine bakıldığında 2023 yılında yayımlanan verilerde “evlenen çiftlerin sayısı 2022 yılında 575 bin 891 iken 2023 yılında 565 bin 435 oldu. Bin nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden kaba evlenme hızı 2023 yılında binde 6,63 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlere bakıldığında ise “boşanan çiftlerin sayısı 2022 yılında 182 bin 437 iken 2023 yılında 171 bin 881 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2023 yılında binde 2,01 olarak gerçekleşti.”
Boşanma kurumu kanuni dayanağını 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunundan alır. Türk Medeni Kanunu m.166 da belirtildiği üzere, boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği ve eşlerin barışmaya ikna etmenin mümkün olmadığı anlaşıldığında yargılamayı yürüten hakim tarafından boşanmaya karar verilir.
Ancak bu aşamaya gelene kadar eğer müşterek çocuklar var ise geçici velayetin kimde olduğu, kişisel ilişki kurulması, bununla birlikte bu ara kararı uygulayacak olan kurum Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü olacağından bu konular gündeme gelmektedir.
1.A KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASININ KANUNİ DAYANAKLARI
Anne/Baba ve çocuk arasında kişisel ilişki kurulması mahiyeti gereği önemli bulunduğundan kanun koyucular tarafından önemsenmiş ve ilgili kanunlarda hüküm altına alınmıştır.
1982 Anayasasının 41. Maddesine ek fıkra olarak şöyle eklenmiştir: “Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.” 4721 Sayılı Türk Medeni kanunu md. 323’te “Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu 4. Kısım Çocuk Teslimi veya Çocukla Kişisel İlişki Kurulması başlıklı md. 41/A ve devamında hüküm altına alınmıştır.
1.B ÇOCUK KORUMA KANUNU KAPSAMINDA İZLENECEK YOLLAR
5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununda ebeveynler ve çocukla kişisel ilişki düzenlenmiş, izlenecek yollar, prosedür, başvurulacak makamlar belirtilmiştir.
Çocuk Koruma Kanunu madde 41/A-1 de “Çocuk Teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları, çocuğun üstün yararı esas alınarak, Adalet Bakanlığınca kurulan Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince bu kısım hükümlerince yerine getirilir.” diyerekten Adli destek ve mağdur hizmetlerinin görevli olduğunu hüküm altına almıştır.
Yetki hususunda ise çocuğun yerleşim yeri müdürlüğü yetkili kılınmıştır. Çocuk Koruma Kanunu madde 41/A-5 görevliler şu şekilde sıralanmıştır: İlam veya tedbir kararları müdürlük tarafından görevlendirilen psikolog, pedagog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci ve rehber öğretmen gibi uzmanlar, uzmanın bulunmadığı yerlerde ise öğretmen marifetiyle yerine getirilir.
Örnek olarak söylemek gerekirse boşanma aşamasında olan anne/babanın müşterek çocukla ilişki kurmasında eğer ki müşterek çocuk anne ile birlikte Gaziantep’te yaşıyor ise Sivas’ta yaşayan babanın Adm’ye başvurusunda “Gaziantep Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğüne Gönderilmek üzere Sivas Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğüne” şeklinde bir gönderim yapması gerekmektedir.
1.C ADLİ DESTEK VE MAĞDUR HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ
Sosyal devlet, ekonomik ve toplumsal yaşama doğrudan veya dolaylı müdahale yetkisiyle donatılmış devlettir (Ayman Güler, 2006: 31).
Hukuk Devleti ise bünyesinde bulunan tüm organlarıyla hukuka bağlı, idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine açık, yargının bağımsız ve tarafsız olduğu ve hukuk güvenliğinin olduğu devlet demektir.
Sosyal devlet ve Hukuk Devletinin bir gereği olarak devlet, zayıf grupların korunması için her türlü önlemi almakla mükelleftir. Çocukların da kırılgan grupta olduğu göz önünde bulunduğundan devlet çocuklar için birçok kanun çıkarmış ve çocukların yüksek yararını göz önünde bulundurmuştur.
Bu bağlamda Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca adli işlemler boyunca birçok hizmeti sunmak üzere Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri (ADM) kurulmuştur.
Türkiye’de birçok ilde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü bulunmaktadır. Türkiye de bulunduğu bazı iller şu şekildedir: İstanbul’da birçok adliyede, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Kocaeli, Balıkesir, Çanakkale, Muş, Bitlis, Van, Sivas, Kayseri, Aydın, Denizli, Muğla, Diyarbakır, Elazığ, Trabzon, Rize gibi 7 bölgede tüm şehirlerde bulunmaktadır. Sosyal devlet, ekonomik ve toplumsal yaşama doğrudan veya dolaylı müdahale yetkisiyle donatılmış devlettir (Ayman Güler, 2006: 31)
İLAM VEYA TEDBİRLERİN YERİNE GETİRİLMESİ
Çocuk Koruma Kanunu madde 41/B, 41/C ve devamında çocuğun teslimi ve kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi ve bu süreç hüküm altına alınmıştır. Hak sahibi ilgilinin rızasıyla çocuğu teslim etmediği durumunda müdürlüğü başvurabilir.
Madde 41-B de bu süreç şu şekilde sıralanmıştır: MADDE 41/B- (Ek:24/11/2021-7343/40 md.)
(1) Çocuk teslimine dair ilam veya tedbir kararları, yükümlüsü tarafından rızasıyla yerine getirilmediği takdirde hak sahibi, ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesi için müdürlüğe başvurabilir.
(2) Talebi alan müdürlük, her türlü iletişim vasıtasını kullanarak yükümlüyle irtibata geçer ve müdürlük tarafından belirlenen gün ve saatte hak sahibine teslim edilmek üzere çocuğun belirlenen yere getirilmesini derhâl bildirir; bu bildirimin yapıldığını veya yükümlüyle irtibat kurulamadığını tutanağa bağlar.
(3) Yükümlüyle irtibat kurulamaz veya yükümlü çocuğu getirmeyeceğini beyan ederse yahut yükümlü çocuğu belirlenen yere getirmezse müdürlük, derhâl yükümlüye, çocuğun teslimine dair bir teslim emri gönderir. Emir, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yükümlüye tebliğ edilir. Bu emirde aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Müdürlük tarafından belirlenen gün ve saatte çocuğu emirde belirtilen yere getirmek zorunda olduğu.
b) Çocuğu emirde belirtilen yere getirmesine engel teşkil edecek derecede haklı bir mazereti varsa teslim gününden önce müdürlüğe bildirimde bulunarak çocuğun müdürlükçe alınmasını talep etmesi gerektiği.
c) Çocuğu getirmez veya haklı mazereti nedeniyle müdürlükçe alınmasını talep etmezse, çocuğun, uzman veya öğretmen marifetiyle gerekirse kolluktan yardım alınarak ve zor kullanılarak teslim alınacağı.
d) Emrin gereğinin yerine getirilmemesi hâlinde disiplin hapsiyle cezalandırılacağı.
e) Müdürlükçe yapılan iş ve işlemlere karşı, öğrenme veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde, işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer aile mahkemesine şikâyette bulunabileceği.
(4) Müdürlüğün belirlediği yere getirilen veya yükümlünün haklı mazereti nedeniyle müdürlükçe alınan çocuk hak sahibine teslim edilir.
(5) Yükümlü, emrin gereğini yerine getirmezse, çocuk nerede bulunursa bulunsun müdürlük tarafından alınarak hak sahibine teslim edilir. Bu hâlde kolluktan yardım istenebilir. Kolluk birimleri, zor kullanma dâhil bu konudaki talepleri derhâl yerine getirir.
(6) Çocuk hak sahibine teslim edildikten sonra yükümlü haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa ayrıca yeni bir hükme veya yükümlüyle irtibata geçmeye ya da teslim emri tebliğine gerek olmaksızın çocuk beşinci fıkra uyarınca hak sahibine teslim edilir.
(7) Çocuğun üstün yararının gerektirdiği hâllerde müdürlük, yükümlüyle irtibata geçmeye veya teslim emri tebliğine gerek olmaksızın doğrudan beşinci fıkra hükmünü uygulayabilir.
SONUÇ
Bu çalışmayla amaçlanan boşanma davası devam eden, boşanma davası açmayı düşünen ebeveynlerin müşterek çocukların teslimi ve kişisel ilişki kurulmasında nasıl bir yol izleyecekleri hakkında onları bilgilendirmek, hukuki yardımda bulunmak, ilam veya tedbirlerde nasıl bir yol izleyebilecekleri hususunda ebeveynleri bilgilendirmektir.
Çalışma kapsamında çocukların üstün yararı gözetilerek kanun koyucular tarafından oluşturulan kanunlar, çocuklarla ilişikli olan tüm mevzuatlardan alıntılar yapılmış ve bu konuda hukuki bilgilendirme yapılması amaçlanmıştır. İlam ve tedbirleri uygulayacak olan birim Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri olduğundan kurulmasında ki amaca değinilmiş, Türkiye’de bulunduğu bazı iller vurgulanmıştır.